İyi günde ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta geçerli olması için verilen ve ömür boyu sürmesi hedeflenen sözler, istatistiklere göre günümüz evliliklerinde yerlerini kısa bir süre içerisinde ayrılıklara ve boşanmalara bırakmaktadır.
Toplum tarafından en çok merak edilen ve her dönem popülerliğini koruyan boşanma davası, nafaka, maddi tazminat ve manevi tazminat konuları günümüzde arama motorlarında en sık aratılan başlıklar arasında yer almaktadır. Adalet Bakanlığı’ndan edinilen verilere göre, her geçen yıl sayıları katlanarak artan boşanma davalarının sayısı, Mahkemelerin iş yoğunluğu da gözönüne alındığında içinden çıkılamayacak bir kaosa doğru ilerlemektedir. Sıklıkla karşılaştığımız boşanma davası ne kadar sürer sorusunun cevabı ise bölgeden bölgeye şehirden şehire göre değişiklik göstermektedir. Örneğin İstanbul gibi büyük şehirlerde açılan boşanma davaları, yaklaşık 1-2 yıl sürmekte ve Mahkeme kararlarına karşı kanun yollarına başvurulduğunda bu kararların kesinleşmesi için geçen süre toplamda 3-4 yılı bulabilmektedir.
Boşanma Sebepleri
Türk Hukukunda boşanma sebepleri özel ve genel sebepler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Özel boşanma sebepleri arasında; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı bulunmaktadır.
Genel boşanma sebebi olarak ise, evlilik birliğinin sarsılması olarak nitelendirdiğimiz, artık eşlerden ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumu karşımıza çıkmaktadır.
Boşanma Davasının Açılması
Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. Ayrılık veya boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
Boşanma Davasında Tazminat ve Nafaka
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak yoksulluk nafakası isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Nafaka Çeşitleri
Ailenin ve çocuğun korunması kamu düzenine ilişkindir. T.C. Anayasa’sının 41. maddesi ailenin korunmasını düzenlemektedir. Bu hükme göre aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169. Maddesine göre boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Yine 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesine göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Kaynağını bu düzenlemelerden alan nafaka, uygulamada üç farklı isim adı altında karşımıza çıkmaktadır. Dava süresince taraflardan birine ve çocuğa/çocuklara bağlanan nafakaya tedbir nafakası, hükmün kesinleşmesinden sonra çocuk için devam edecek olan nafakaya iştirak nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra taraflardan biri için devam edecek olan nafakaya yoksulluk nafakası denilmektedir.
Yazar: Av. Arb. Gürkan Yaşar ÖZKAYA